Work and Travel yani Amerika
Birleşik Devletlerinde yaz dönemi boyunca hem dil öğrenme hem de aynı zamanda
çalışma programıdır. komisyon ücreti
geri alınabilir mi sorusu son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Yurtdışına gitmek isteyen öğrenciler, organizasyon şirketlerinin sözlü
taahhütlerine rağmen vize sebebiyle mağdur olabilmekteler. Özellikle güncel
politika, siyaset ve salgın hastalıkları gibi nedenler Türk vatandaşlarının
vizesinin reddedilmesine sebep olabilmektedir. Haliyle Amerika Birleşik
Devletleri’ne gitmek isteyen öğrencilerin Work and Travel programı kapsamında
yapmış oldukları vize başvuruları olumsuz sonuçlanmaktadır.
Yaz boyunca Amerika’da bulunup
çalışmak amacıyla şirketlere, hizmet bedeli ya da komisyon bedeli olarak ücret
ödemektedirler. Başvuruları olumsuz sonuçlanan öğrenciler ödenen ücretlerin iadesini
istediğinde ya hiçbir şekilde iade alamıyor ya da komisyon ücretinin kesinti
yapılarak iade edilmesiyle karşılaşmaktadırlar. Söz konusu şirketlerin, hizmet
bedelinin iade edilemeyeceğini söyleyerek kesintili iade yapmakta kararlı
oldukları görülmektedir. Bu kesintinin hukuki olarak uygun olmadığını
söylemekte fayda var. Work and Travel kapsamında ödenen hizmet bedellerinde
yapılan kesintinin tüketici hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çözümüne yönelik
kurulan çözüm mercileri ile çözüm yollarının açıklanmasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun kapsamında getirilen pek çok düzenlemeyle
tüketici sözleşmelerinde zayıf durumda olan tüketicinin korunması hedeflenmiştir.
Tüketici sözleşmelerinde iki tarafından biri tüketicidir. İlgili kanunun 3.
maddesinin (k) bendinde “Tüketici:
Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi…”
olarak tanımlanmıştır. Yapılan tanım doğrultusunda ticari veya mesleki amaçla
hareket etmeyen gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişilerin de tüketici
sayılacağı belirtilmektedir. Work and Travel programı kapsamında başvuru yapan
öğrenciler tüketici konumundadır. Şirketlerin sunmuş oldukları hizmet için
tüketici konumunda olan öğrenciler tarafından belirli bir ücret ödenmektedir.
Yine aynı kanunun 3. Maddesinin (l)
bendinde ise tüketici işlemi tanımı yapılmıştır: “Tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de
dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya
da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında
kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri
sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi…” şeklinde
belirtilmiştir. Söz konusu work and travel şirketleri de ticari ve mesleki
amaçlarla hareket etmektedir haliyle bu kapsamda yapılan sözleşmeler tüketici
işlemi olarak adlandırılmaktadır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
içeriğinde tüketici konumda olan
kişilere sunulan hizmetlerin ya da malların ayıplı olması durumunda tüketicinin
hangi haklara sahip olduğu, seçimlik haklarının niteliği ve nasıl
kullanılacağı, haklarını kimlere karşı
yöneltebileceği gibi konular yer almaktadır.
Kanun 13. Maddesine göre; Ayıplı
hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca
kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri
taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. Hizmet sağlayıcısı
tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan
özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya
tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan
kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.
İlgili kanunun 15. maddesinde
tüketicinin hangi haklara sahip olduğu açıkça belirtilmiştir. Hizmetin ayıplı
ifa edildiği durumlarda; tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucunda
ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden
dönme haklarından biri seçilebilmektedir. Sözleşme taraflarından olan
tüketicinin tercih ettiği seçimlik hak yüklenici
tarafından yerine getirilmelidir. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle
ortaya çıkan tüm masraflar yüklenici tarafından karşılanmalıdır.
Verdiğimiz bilgiler doğrultusunda tüketici;
ayıplı hizmetin yeniden görülmesini, eser sözleşmesi sonucunda ortaya çıkan
eserin ücretsiz onarımını, ayıp oranında bedel indirimi isteme ve sözleşmeden
dönme haklarından birini kullanabilecektir. Dolayısıyla Work And Travel
programı kapsamında yer alan sözleşmelerde ayıplı ifa söz konusu olduğu
durumlarda tüketici konumunda olan
öğrenciler herhangi bir ücret kesintisi olmadan bu sözleşmeden dönebilirler.
Sözleşmeden dönmek isteyen taraf bu iradesini ve ücret iadesi talebini karşı
tarafa bildirmek zorundadır.
Yüklenici bu gibi durumlarda; sözleşmede yer alıyor, ön ödeme iade edilemez, sizin işiniz için yaptığımız harcamalar
var gibi açıklamalarda
bulunarak ön ödemenin iade edilemeyeceğini aktarmaktadır. Tüketiciler ayıplı
ifa gerçekleştiği için ön ödeme (organizasyon ücreti iadesini pek tabii
alabilirler. Konuyla ilgili olarak
Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilirler. Tüketici Hakem Heyeti, geçtiğimiz
zamanlarda bu konuyla ilgili talebi tüketicinin lehine sonuçlandırarak emsal
teşkil etmiştir. Work and Travel aracı
firması tarafından tüketici hakem heyeti kararına itiraz edilmiş edilmiştir.
Ancak itiraz merci olan Tüketici Mahkemesi de tüketici lehine karar vermiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6774
E. , 2021/11815 K. SAYILI İLAMINDA
“Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme paket
tur sözleşmesi olarak kabul edilerek karar verilmiştir. Davalı, Paket Tur
Sözleşmeleri Hakkındaki Yönetmeliğin 6. ve 7. maddesine göre davalı davacının
paket tura katılacağı düşüncesi ile yaptığı masraflardan sorumludur. Mahkemece
davalının katılamaması nedeniyle davacı tarafından yapılmış bir masraf varsa
bunun saptanması ve davalının mücbir sebep nedeniyle katılamadığı dikkate
alınarak davacı tarafından yapıldığı ispatlanan masraflar dışında kalan bedelin
davalıya iadesi gerekir. Dosyada davacı tarafından sunulan 03.12.2019 tarihli
danışmanlık ücreti için
düzenlenen fatura incelendiğinde; davacı tarafından kendince düzenlenen fatura
olduğu ve davacının başkaca davalı adına yaptığı zaruri gider belgesi de ibraz
edemediği görülmektedir. O halde mahkemece, davacının davalı adına yaptığı
herhangi bir zaruri gider belgesi ibraz edemediği belirtilerek davanın reddine
karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığı’nın bu yöne
ilişen kanun yararına bozma talebinin reddi gerekmiştir.” şeklinde
belirtilmiştir.