UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK, KULLANMAK İÇİN KABUL ETMEK, SATIN ALMAK, BULUNDURMAK SUÇU

  • Ana Sayfa
  • UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK, KULLANMAK İÇİN KABUL ETMEK, SATIN ALMAK, BULUNDURMAK SUÇU
UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK, KULLANMAK İÇİN KABUL ETMEK, SATIN ALMAK, BULUNDURMAK SUÇU

UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK, KULLANMAK İÇİN KABUL ETMEK, SATIN ALMAK, BULUNDURMAK SUÇU

  • 06.12.2023

Bilindiği üzere uyuşturucu madde kullanımı her geçen gün ülkemizde artış göstermektedir. Bu artışla mücadele etmek için birçok kanun kabul edilmiş ve çeşitli ceza muhakemeleri getirilmiştir.

“ Birkaç kez kullanıldığı takdirde alışkanlık ve ihtiyaç hali ortaya çıkaran ve mahrumiyeti hallerinde ruhi ve bedeni reaksiyonlar ortaya çıkaran zehirleyici maddelere uyuşturucu madde denir.”

Halk arasında yanlış bilinenin aksine uyuşturucu madde kullanmak, kullanmak için kabul etmek, uyuşturucu maddeyi satın almak yahut bulundurmak suç olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar kişisel kullanım için bu maddeyi temin etmişse de kişi bu fiilin suç olmadığı anlamına gelmemektedir.

Söz konusu suç iki şekilde gerçekleşmektedir.

1.Uyuşturucu madde kullanmak

2.Uyuşturucu maddeyi kullanmak için temin etmek ve bulundurmak.

Uyuşturucu maddeyi (esrar, eroin, kokain vb.) kişisel kullanım amacıyla satın alan, herhangi bir surette uyuşturucu maddeyi kabul eden, kullanma amacıyla bulunduran veya herhangi bir şekilde uyuşturucu madde kullanan kişi uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma suçunu işlemiş olur (TCK md.191). Bu suçun cezası ise kanunda 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma; bir kimsenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi teneffüs, sindirim ya da deri altına şırınga ederek veya ettirerek ya da başka bir biçimde vücuduna alması olarak tanımlanmaktadır

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma, bir kimsenin, kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, kullanmak amacıyla fiili ve/veya hukuki egemenliği altında tutmasıdır. Bulundurma, uyuşturucu veya uyarıcı madde üzerinde fiili egemenlik ilişkisinin devam ettirilmesi anlamına gelmektedir. Burada kesintisiz suç söz konusu olduğundan, uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmanın kısa veya uzun süreli olmasının suçun oluşumu açısından bir önemi bulunmamaktadır.(YCGK-K.2020/102).

               Burada dikkat edilmesi gereken bulunan uyuşturucu maddenin kullanım için mi yoksa ticaret için mi olduğudur. Keza bu hususun araştırılması çok önemlidir. Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 tarihli ve 107-136 ile 06.03.2012 tarihli ve 387-75 Sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır. Yargıtay kararları ışığında bu husus için bazı kriterler öngörülmüştür.

“Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.

        İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.

        Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.

   Öte yandan Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.”  ( T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2017/9-378, K. 2018/618, T. 6.12.2018)

               Kısaca bulunan uyuşturucu maddenin miktarı, çeşidi, bulundurulduğu yer ve nasıl bulundurulduğu ; failin davranışları ve suç delilleri öneme haizdir. Uyuşturucu maddenin kullanım miktarı her uyuşturucu için farklıdır. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar, eroin, kokain, haplar vs. gibi uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırlarına ilişkin tespitler mevcuttur.

               Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma, kullanmak için kabul etmek , satın almak ve bulundurmak suçunun okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

            Bu suçun kovuşturması diğer suçlara nazaran kanunda özel olarak farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre TCK m.191 hükümleri uyarınca hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak, kullanmak için kabul etmek , satın almak ve bulundurmak suçundan hakkında soruşturma başlatılan şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş olan kamu davası açmaya yer olmadığı kararının şartları aranmaksızın 5 yıl süreyle kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilir. Bu 5 yıllık süre içerisinde şüpheli hakkında 1 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.

 

Kişinin,bu 5 yıllık erteleme süresi içerisinde

a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,

b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,

c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.

    Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.

 Kişinin erteleme süresi içerisinde yukarıda sayılan davranışları gerçekleştirmesi akabinde hakkında kamu davasının açılmasından sonra, bu suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda kişi hakkında tekrar kamu davasının ertelenmesine karar verilmez ve kişi açılan kamu davası neticesinde suçlu bulunursa cezalandırılır.

Ancak kişinin erteleme süresi zarfında yukarıda belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir ve kişi ceza almaktan kurtulmuş olur.

 Av.Bilge Akbayrak

 

Rastgele Makaleler

Whatsapp Destek