Bilindiği
üzere uyuşturucu madde kullanımı her geçen gün ülkemizde artış göstermektedir.
Bu artışla mücadele etmek için birçok kanun kabul edilmiş ve çeşitli ceza
muhakemeleri getirilmiştir.
“ Birkaç kez kullanıldığı
takdirde alışkanlık ve ihtiyaç hali ortaya çıkaran ve mahrumiyeti hallerinde
ruhi ve bedeni reaksiyonlar ortaya çıkaran zehirleyici maddelere uyuşturucu
madde denir.”
Halk arasında yanlış
bilinenin aksine uyuşturucu madde kullanmak, kullanmak için kabul etmek,
uyuşturucu maddeyi satın almak yahut bulundurmak suç olarak düzenlenmiştir. Her
ne kadar kişisel kullanım için bu maddeyi temin etmişse de kişi bu fiilin suç
olmadığı anlamına gelmemektedir.
Söz konusu suç iki şekilde
gerçekleşmektedir.
1.Uyuşturucu madde kullanmak
2.Uyuşturucu maddeyi kullanmak
için temin etmek ve bulundurmak.
Uyuşturucu maddeyi (esrar, eroin,
kokain vb.) kişisel kullanım amacıyla satın alan, herhangi bir surette
uyuşturucu maddeyi kabul eden, kullanma amacıyla bulunduran veya herhangi bir
şekilde uyuşturucu madde kullanan kişi uyuşturucu madde kullanma veya bulundurma
suçunu işlemiş olur (TCK md.191). Bu suçun cezası ise kanunda 2 yıldan 5 yıla
kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir.
Uyuşturucu
veya uyarıcı madde kullanma; bir kimsenin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi
teneffüs, sindirim ya da deri altına şırınga ederek veya ettirerek ya da başka
bir biçimde vücuduna alması olarak tanımlanmaktadır
Kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma, bir kimsenin, kendisine veya
başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi, kullanmak amacıyla fiili ve/veya
hukuki egemenliği altında tutmasıdır. Bulundurma, uyuşturucu veya uyarıcı madde
üzerinde fiili egemenlik ilişkisinin devam ettirilmesi anlamına gelmektedir.
Burada kesintisiz suç söz konusu olduğundan, uyuşturucu veya uyarıcı madde
bulundurmanın kısa veya uzun süreli olmasının suçun oluşumu açısından bir önemi
bulunmamaktadır.(YCGK-K.2020/102).
Burada
dikkat edilmesi gereken bulunan uyuşturucu maddenin kullanım için mi yoksa
ticaret için mi olduğudur. Keza bu hususun araştırılması çok önemlidir. Uyuşturucu
madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu
mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde
belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun
15.06.2004 tarihli ve 107-136 ile 06.03.2012 tarihli ve 387-75 Sayılı kararları
başta olmak üzere bir çok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde
bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate
alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler
bulunmaktadır. Yargıtay kararları ışığında bu husus için bazı kriterler
öngörülmüştür.
“Bunlardan
ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya
tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.
İkinci kriter, uyuşturucu
maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için
uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir
yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın
uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman
gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir
amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli
olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine
hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş
olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi
ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında
bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.
Üçüncü kriter de, bulundurulan
uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde
bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu
nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve
amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla
bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar,
kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin
niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli
Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak
üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma
alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını
karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya
ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve
bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre
içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar
maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik
olmadığı kabul edilmelidir.
Öte yandan Ceza yargılamasının en
önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık
yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel
koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır.
Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar
sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Oldukça geniş bir
uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya
işlenmiş ise gerçekleştirme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde
uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir.
Ceza mahkûmiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku
ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa
bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli
amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına
gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil,
her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne
geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.” ( T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E.
2017/9-378, K. 2018/618, T. 6.12.2018)
Kısaca
bulunan uyuşturucu maddenin miktarı, çeşidi, bulundurulduğu yer ve nasıl
bulundurulduğu ; failin davranışları ve suç delilleri öneme haizdir. Uyuşturucu
maddenin kullanım miktarı her uyuşturucu için farklıdır. Kişisel kullanım için
kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu
veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik
göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar, eroin, kokain,
haplar vs. gibi uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırlarına ilişkin
tespitler mevcuttur.
Uyuşturucu
ve uyarıcı madde kullanma, kullanmak için kabul etmek , satın almak ve
bulundurmak suçunun okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi,
eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların
varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen
sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık
yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu suçun kovuşturması diğer suçlara nazaran kanunda özel olarak farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre TCK m.191 hükümleri uyarınca hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak, kullanmak için kabul etmek , satın almak ve bulundurmak suçundan hakkında soruşturma başlatılan şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş olan kamu davası açmaya yer olmadığı kararının şartları aranmaksızın 5 yıl süreyle kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilir. Bu 5 yıllık süre içerisinde şüpheli hakkında 1 yıl denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
Kişinin,bu 5 yıllık erteleme
süresi içerisinde
a) Kendisine yüklenen
yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar
etmesi,
b) Tekrar kullanmak için
uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
Erteleme süresi zarfında kişinin
kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi
veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, ihlal nedeni
sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
Kişinin erteleme süresi
içerisinde yukarıda sayılan davranışları gerçekleştirmesi akabinde hakkında kamu
davasının açılmasından sonra, bu suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan
soruşturmalarda kişi hakkında tekrar kamu davasının ertelenmesine karar
verilmez ve kişi açılan kamu davası neticesinde suçlu bulunursa cezalandırılır.
Ancak kişinin erteleme süresi
zarfında yukarıda belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları
ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir ve
kişi ceza almaktan kurtulmuş olur.